İletişim Kuramları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İletişim Kuramları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Astroloji ekranda niye bu kadar çok tutuyor?



İSTER inanın ister inanmayın; televizyonu açtığınız anda er ya da geç bir burç yorumcusunun cümleleriyle karşılaşıyorsunuz. Uzun süre yalnızca sabah kuşaklarında gördüğümüz yorumcular, şimdi haber kanallarında bile çıkar oldular. Geçen akşam bir haber kanalında haftalık burç yorumu yapıldığını görünce bu yazıyı yazmanın “farz” olduğuna karar verdim. Çünkü kendime şu soruyu sordum: Ne oldu da burç yorumları bu kadar popüler hâle geldi?

BU HAFTA KOÇLARI NELER BEKLİYOR?

Aklıma gelen ilk yanıt, hayatın giderek artan belirsizlik yükü karşısında burç yorumcularının büyük bir özgüvenle olası gelişmeleri sıralaması.

Kimsenin bilemeyeceği ama herkesin merak ettiği “Bu hafta koçları neler bekliyor?” sorusuna örneğin şöyle bir yanıt geliyor:

Gerçek Nerede Biter, Algı Nerede Başlar?



BİR sabah uyandığınızda haberlerde aynı başlıkları gördüğünüzü düşünün: “Gizli belgeler sızdı.” Birkaç saat içinde sosyal medya o belgelerle dolup taşıyor. 

Kimi gazeteciler bunları “ülkenin kaderini değiştirecek kanıtlar” diye sunuyor, kimileri ise “kumpas” diye niteliyor. 

Kimisi yargının bağımsız olmadığını, kimisi de birilerinin gizli ajandalarla hareket ettiğini öne sürüyor. 

Oysa belgelerin kaynağı belirsiz, doğrulanmış resmi bir açıklama yok. 

Buna rağmen toplumun gündemi tamamen bu haberlerin etrafında şekilleniyor.

İletişimin Mühendisliği Olur mu?



Hiç düşündünüz mü, insan ilişkilerinin de bir mühendisliği olabilir mi?

İlk anda tuhaf geliyor kulağa. “Mühendislik” deyince aklımıza köprüler, binalar, makineler geliyor. Ama ya dostluklarımız, aile bağlarımız, iş hayatındaki ilişkilerimiz de aynı hassasiyetle kurulmak zorundaysa?

Bir bilgeye sormuşlar: “Mutlu evliliğin sırrı nedir?

Bilge gülümsemiş: “İki şeyi bilmek: Konuşmayı ve susmayı.”

Kulağa basit geliyor ama aslında büyük bir mühendislik var bu sözün altında: Dengeyi bilmek.

GPT-4’ten GPT-5’e: Neler Değişiyor?



“Siz hâlâ annenizin ‘margarini’ mi kullanıyorsunuz?”

YAPAY zekâ ile tanışmayan kaç kişi kaldı bilmiyorum. Elinde cep telefonu olan herkes, farkında olsun ya da olmasın, bir şekilde yapay zekâ araçlarından yararlanmıştır.

Üstelik yapay zekâ, yalnızca hayatımıza girmekle kalmadı; neredeyse onu işgal etti. O kadar doğal karşıladık ki, sanki hep oradaymış da biz “Buyur, içeri gel” demişiz gibi…

Çocukluğumda babam, dört işlemi zihninden bir çırpıda yapardı. Hesap makinesine ihtiyaç duymazdı. Benim içinse hesap makinesi hep daha kolaydı. Bugün bile öyle… Ama babamın zihinsel hızına hâlâ hayranım.

Sonra daktilo ile bilgisayarların rekabetine tanık olduk. Tek satır yazabilen elektronik daktilolardan bugünün çok işlevli bilgisayarlarına, oradan da yapay zekâya geldik.

OpenAI’ın geliştirdiği GPT serisi, bugün yaklaşık 15 milyon kullanıcıya ulaşarak en popüler yapay zekâ uygulamalarından biri hâline geldi.

Provokasyon Nedir, Kim Yapar, Kime Yarar?

 

Bir olay aniden duygularınızın kabarmasına yol açıyorsa, aman dikkat!

SAHTE diploma, Ayasofya kundakçısı, karikatür krizi, dini değerlere saldırı, cinsel istismar, taciz, kadın cinayetleri, aydın cinayetleri, suikastler, siyasi eylemler, parti binasına bıçaklı saldırı, göçmenlerin adının karıştığı olaylar…

Her gün sinir uçlarımıza dokunan, aniden duygularımızı kabartan yeni bir “provokasyon” haberine uyanıyoruz.

Kimi zaman bir sosyal medya paylaşımı, kimi zaman bir mitingde atılan bir slogan, bazen de bir “haber”…

Medyada sürekli tekrarlanan ve giderek büyüyen tartışmalar, kutuplaşan yorumlar, kışkırtılan ve köpürtülen duygular…

Bu yazıda provakasyon konusunu ele aldım…


Gece Vardiyasında Zihnimiz: Sosyal Medya Bizi Nasıl Etkiliyor?


TELEFONUNUZU bırakmadan uyuyamıyor musunuz? 

Belki de geceyi değil, kendinizi kaydırıyorsunuzdur... 

Dijital gece vardiyası zihninizi nasıl etkiliyor, hiç düşündünüz mü?

Sosyal medyanın artık hayatımızın sıradan bir parçası olduğu bir dönemdeyiz. Ancak bu sıradanlık, bazen olağan dışı etkiler doğurabiliyor. Özellikle gece saatlerinde yapılan uzun süreli sosyal medya kullanımı, tahmin ettiğimizden çok daha derin zihinsel ve duygusal izler bırakıyor.

Bu etkilere yakından bakmak için yürüttüğümüz araştırmada, 359 katılımcının deneyimlerini analiz ettik. Katılımcıların yaş, cinsiyet, meslek ve eğitim düzeylerine göre farklılaşan sosyal medya alışkanlıklarını inceledik. İşte öne çıkan bulgular…



Orman Yangınları Devam Ederken Haberciliğin Vicdanı Ne Diyor?



ESKİŞEHİR’DE yaşanan orman yangınında 10 canımızı yitirdik. Yüzlerce hektar ormanlık alan ise küle döndü. Şehirde gökyüzünü kaplayan kara dumanlar, güneşi perdeledi; havada süzülen küller adeta yağmur gibi üzerimize yağdı. O saatlerde, bir yandan olup biteni anlamaya çalışıyor, bir yandan da bilgi almaya çabalıyorduk.

Televizyondaki haberleri izlerken yüreklerimizin de ormandaki ağaçlar gibi tutuştuğunu hissettik. Çocuklar endişeliydi. Şehirde pek çok insanın yüreğinde korku, panik ve çaresizlik dolaşıyordu. Televizyonu kapatmak ya da sosyal medyadan uzaklaşmak, ne yazık ki yangına da ölümlere de çare olamıyordu…

Doğrulama Platformları Rehberi: Gerçeği öğrenmeden paylaşım yapma!



SOSYAL medyada bir paylaşım, bir görsel, bir anket ya da bir iddia göz açıp kapayıncaya kadar milyonlara ulaşabiliyor. Fakat bir sorun var: Bu bilgilerin hangisi doğru? Hangisi çarpıtılmış, değiştirilmiş ya da kasıtlı olarak hazırlanmış?

“Infodemi” çağında yaşıyoruz. Yani, bilgi bolluğu ama aynı zamanda yalan seli içinde.

Neyin doğru olduğunu artık yalnızca gazeteciler değil, hepimiz sorgulamalıyız.

Peki nasıl?

Bu yazıda tam da bu soruya yanıt arıyoruz: Doğrulama platformları nedir? Türkiye’de hangi platformlar var? Nasıl çalışır, nasıl kullanılırlar? Ayrıca, herhangi bir içeriği paylaşmadan önce dijital vatandaşlık bilinciyle nasıl hareket etmeliyiz?

Algı Operasyonlarına Karşı Bireysel Savunma Nasıl Yapılır?


GERÇEK mi, algı mı?” sorusunun gölgesinde geçen bir çağda yaşıyoruz. Bilginin adeta yağmur gibi üzerimize yağdığı ve gerçeğe ulaşmanın giderek zorlaştığı bir çağdayız. Bir önceki yazımızda algı yönetimi stratejilerini, tarihsel örneklerini ve medya üzerindeki etkilerini ele almıştık. Bu yazıda ise vatandaş olarak bizim, algı operasyonlarına karşı nasıl korunabileceğimizi, hangi yöntemleri izleyeceğimizi ve algı yönetimiyle nasıl mücadele edebileceğimizi ele aldım.

Algı Yönetimi Nedir, Nasıl Yapılır, Neden Önemlidir?




TARİH boyunca savaşlar yalnızca topraklar üzerinde değil, zihinler üzerinde de verilmiştir.

Kimi zaman bir komutanın hitabetiyle, kimi zaman bir heykelin duruşuyla, kimi zaman da bir taş kabartmanın suskun ama etkili anlatımıyla…

M.Ö. 5. yüzyılda Atinalı Perikles, Peloponez Savaşları sırasında yaptığı hitabelerle ün kazanmıştır. Bu sözleriyle yalnızca ölen askerleri onurlandırmamış; aynı zamanda halkın savaşma isteğini tazelemiş, kayıpları anlamlı kılmış, direnişi güçlendirmiştir.

Roma İmparatorluğu da zafer takları, arenalardaki gösteriler ve görkemli törenlerle imparatorluk görkemini hem gözlere hem gönüllere kazımıştır.

M.Ö. 1274’teki Kadeş Savaşı ise hem Mısırlıların hem de Hititlerin kendi halkına “biz kazandık” dediği bir savaştır. Askeri açıdan kesin bir galibi olmayan bu savaşın ardından iki hükümdar da kendi zafer anlatılarını inşa etmiştir. II. Ramses, Mısır tapınaklarındaki kabartmalarda kendisini “tek başına yüzlerce düşmanı yenen tanrısal komutan” olarak resmettirirken; Hitit tabletlerinde Mısırlıların pusuya düşürüldüğü, geri çekildikleri ve bölgenin Hititler tarafından kontrol altına alındığı yazılmıştır.

Tarihte hiçbir iktidar, halkın ne düşüneceği, neye inanacağı ve neyi tartışacağı konusunda sahayı başıboş bırakmamıştır.

Ancak günümüzde bu alan yalnızca iktidarların değil; bireylerin, şirketlerin, dijital platformların ve hatta algoritmaların da müdahil olduğu çok aktörlü bir mücadele zeminine dönüşmüştür.

Bu yazıda, “algı yönetimi” kavramını tarihsel örneklerden günümüze taşıyarak; bu stratejinin ardındaki dinamikleri, kullanılan temel teknikleri ve günümüzde aldığı yeni biçimleri değerlendirmeye çalıştım.

Nice’te İlham Verici Bir Akademik Buluşma...


Geçtiğimiz haftalarda, Fransa'nın Côte d’Azur kıyısındaki büyüleyici şehir Nice’te, “8th International Conference on New Trends in Social Sciences (NTSSCONF 2025)” adlı uluslararası bir konferansa katıldım. Université Côte d’Azur’un mimarisi, akademik enerjisi ve yaz güneşiyle birleşen atmosferi; öğrenmeye, paylaşmaya ve yeniden düşünmeye ilham veren bir zemin sundu.

Kanal 26’da medya, manipülasyon, etik ve yapay zekayı konuştuk

Jülide Aykut’un hazırlayıp sunduğu Misafir Köşesi programında derin bir sohbete daldık!  

🔍 Programda neler konuştuk? 

• Medyanın gücü: "Gündem belirleme" ve kitleleri yönlendirme etkisi nasıl işliyor? 

• Demokraside medyanın rolü: Tarafsızlık mümkün mü? Yoksa yeni kriterimiz şeffaflık mı? 

• Yapay Zeka Devrimi: Matbaa kadar köklü bir değişim kapıda! Peki etik sorunlara hazır mıyız? 

• Dijital dolandırıcılık: Sahte web sayfaları, tehlikeler ve korunma yolları…  


📌 Programı şurada izleyebilirsiniz: 

https://www.youtube.com/watch?v=_nplkwvQhl0

Bilimsel araştırma nasıl başlar?

Makale, bildiri, tez ya da proje yazmaya başlamadan önce atılması gereken ilk adım, bir araştırma konusu, sorunu, herhangi bir güçlük ya da meselenin bulunmasıdır.

Araştıracağız ama kimi, neyi ya da nereyi, nasıl ele almamız gerekiyor sorusuna yanıt vermemiz gerekir.

Araştırma konusu gökten zembille bize inmez ya da masa başında oturarak ilham gelmesini beklersek daha çok bekleriz…

Prof. Dr. Maxwell McCombs'u anma töreni konuşması...

CIM2024'de Prof. Dr. Maxwell McCombs'u anmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden katılımcılarla 6 Kasım 2024 Çarşamba günü gerçekleştirdiğimiz törende yaptığım (daha doğrusu yapmaya çalıştığım) konuşma...

Bir yıldız daha kaydı aramızdan... Rahat uyu Prof. Dr. Maxwell McCombs...



BENİ BEN YAPAN insanlardan biri daha ayrıldı aramızdan.

Bir yıldız daha kaydı hayatımızdan.

Prof. Dr. Maxwell McCombs, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Gündemi ne ya da kim belirler?


Prof. Dr. Erkan Yüksel: 
Gündem belirleme konusunda Türkiye’deki çalışmalar son zamanlarda oldukça arttı

Röportaj: Dilek Kızılırmak

Gündem belirleme yaklaşımı iletişim ve medya çalışmaları açısından oldukça önemli. Medyanın insanların neyi değil ama ne hakkında düşünebileceğini belirleme gücüne sahip olduğunu savunuyor. Türkiye’de gündem belirleme üzerine çalışan akademisyenlerden biri de Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Yüksel. Erkan Yüksel'e gündem belirleme yaklaşımıyla ilgili sorularımızı yönelttik.

İŞTE PROJE RAPORUMUZ: Medyadan Zihnimize: Üçüncü Aşama Gündem Belirleme Türkiye Araştırması

TÜBİTAK (SOBAG) desteği ile tamamladığımız 1001 araştırma projemizin (Medyadan Zihnimize: Üçüncü Aşama Gündem Belirleme Türkiye Araştırması) merakla beklenen raporunu sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz.

Raporumuza PDF olarak aşağıdaki bağlantı üzerinden erişebilirsiniz.

https://drive.google.com/file/d/1h3c1fm4TmYNZ23_79ztCT4k1wTxY8AJP/view?usp=sharing

Türkiye'nin medya ve kamuoyu zihin haritası çıkarılıyor



Anadolu Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen “Medya, insanların nasıl düşüneceğini ne ölçüde etkilemektedir?” adlı bilimsel araştırma projesi çerçevesinde, üçüncü aşama gündem belirleme araştırması gerçekleştiriliyor.

İletişim 4.0 - İlk Araştırma Webinarı: "Bilimsel araştırma nasıl başlar?"


Selçuk İletişim Dergisi'nin İletişim 4.0 webinar programının ilk yayınını, derginin editörü Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş hocamızla birlikte gerçekleştirdik.

Selçuk İletişim Dergisi'nin YouTube kanalında yayınlanan etkinliği şu adreste izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=ZHxo5KbcOY0


Yeni Yayın: İletişim Bilimlerinde Güncel Araştırmalar 1



Uluslararası İletişim Sempozyumu “Communication in the Millennium” ve “Sağlık İletişimi Sempozyumu”nda sunulan bildirilerden bir seçki olarak hazırladığımız bu kitapta Covid-19, kriz iletişimi, kişilerarası iletişim, habercilik, sosyal medya, siber zorbalık, post-gerçeklik, medya okuryazarlığı, demokrasi ve neoliberalizm kavramları özelinde 11 akademik çalışmayı sizlerle paylaşıyoruz.