Narkorehber Eğitimcilerinin Eğitimi’nin ardından…
Dün Ankara Elmadağ’da, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Şehit Mustafa Büyükpoyraz Koruma Eğitim Akademisi’nde; Türkiye’nin dört bir yanından gelen narkotik birimlerinin temsilcileriyle bir araya geldim. "Narkorehber Eğitimcilerinin Eğitimi" programında “Etkili Sunum Teknikleri” başlıklı bir eğitim verdim.
NELER KONUŞTUK?
Eğitimde; hazırlık, içerik kurgusu, hedef kitleye göre dil, ses–vurgu kullanımı, heyecan ve kaygı yönetimi, zamanın doğru kullanımı, bağ kurma ve güven oluşturma, ekran–teknoloji kullanımı, beden dili, zor/duygusal sorulara yaklaşım, “zor dinleyici”yle çalışma, olumlu–olumsuz davranış örüntüleri, kurumsal dilin tutarlılığı, kötü sunumun ayırt edici özellikleri ve sunum sonrası yapılacaklar üzerinde durdum.
Özellikle insanlarla bağ kurmak, güven oluşturmak, bilgi vermek kadar “yanınızdayım” demek ve geri bildirimleri dikkatle işlemek konularını öne çıkardım. Temel ifadelerin, sloganların yerleşmesi için tekrarın önemini vurguladım.
Konuya ilişkin teknik ayrıntılara, aşağıdaki bağlantılardan erişebilirsiniz. Bu yazıda ise daha çok toplantıya ilişkin duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum...
İZLENİMLERİM
Buluşmanın en renkli yanı; on yılı aşkın süredir sahada anlatım yapan emniyet görevlilerinin paylaştığı tecrübeler, ilk kez bu eğitimi alanların canlı soruları ve kuşaklar arasında salonda kurulan köprüydü.
Teknik bilgi kadar sahadaki gerçek senaryoları duymak; özellikle yeni başlayanlar için güçlü bir öğrenme fırsatı oldu. Ben de bu paylaşımlardan kendi adıma önemli çıkarımlar edindim.
Toplantıda, bir gencin kaderini etkileyebilecek konuşmaların, bir anne-babanın elini güçlendirecek buluşmaların ve kurum–toplum arasında güven bağlarını güçlendirecek iletişim tekniklerini etkileşimli biçimde inşa etmeye çalıştık.
EĞİTİM NEFERLERİ
Çok samimi bir şey söylemek istiyorum: Daha bu toplantının davetini aldığım andan itibaren eğitime katılan tüm emniyet görevlilerini, uyuşturucuyla mücadeleye toplumsal katkı sağlayan çok kıymetli birer eğitim neferi olarak gördüm.
Çünkü onlar, gittikleri her salona bilgiyle birlikte umut götüren birer ışık;
Çünkü onlar; gençlere, annelere, babalara, muhtarlara, öğretmenlere, “yalnız değilsiniz, yanınızdayız” diyen devletin sıcak eli,
Çünkü onlar; yargısız bir şekilde insanları dinleyen, doğru bir şekilde onları yönlendiren ve ihtiyaç anında ulaşılabilen güvenilir destek sağlayıcılar,
Çünkü onlar, uyuşturucuyla mücadelenin sahadaki koruyucu, kollayıcı, bilgilendirici ve bilinçlendirici emniyet güçleri.
Dolayısıyla onlarla birlikte olmak benim için büyük bir öneme sahip.
Bunun bir nedeni de başlıktaki soru...
BAŞLIKTAKİ SORU
“Bir cümle bir hayatı kurtarabilir mi?” Konu uyuşturucuyla mücadeleyse, "evet".
Bazen tek bir cümle bir genci “ilk teklif” anında ayakta tutar:
- “Hayır.”
- “Bir kere denemek de risktir.”
- “Bunu satan, seni önemsemez.”
- “Uzak dur.”
Bazen tek bir cümle, ebeveynlere/öğretmenlere/mahallenin paydaşlarına kapı aralar:
- “Şüpheniz varsa ertelemeyin; bize ulaşın.”
- “Bildirim yolları gizli ve güvenlidir.”
- “Her zaman yanınızdayız; yardım etmeye hazırız.”
Doğru anda, doğru tonda kurulan bu cümleler bir yaşamın yönünü gerçekten değiştirebilir.
BAĞ KURMAK
Buradaki kilit nokta ise kurulan bağdır.
Bilgi etki eder; bağ dönüştürür. Bağ yoksa en güçlü veri bile hedefe ulaşmaz. Çünkü “gönlüne giremediğinin aklına giremezsin.”
Bu mücadelede hep beraber bağ kurmamız gerekiyor. Bu mücadele ne sadece emniyetin, ne yalnızca okulun, ne de tek başına ailelerin omuzlayabileceği bir mesele değil. Hepimize ayrı ayrı görevler düşüyor.
Emniyet güçlerimiz üretim, tedarik, bilgilendirme ve eğitim gibi pek çok noktada görevlerini yerine getiriyor. Okullarda öğretmenlerimiz, mahallelerde aileler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarımız, din adamlarımız bu bilgi ve eğitimlerden faydalanarak üzerlerine düşenleri yapıyor.
Medyanın hem eleştirildiği hem de katkı sağladığı kimi noktalardan söz edebiliriz ama kantarın topuzu şimdilik eleştirilerden yöne biraz daha ağır basıyor.
Şimdi yapılması gereken mahalle buluşmaları, ebeveyn atölyeleri, gençlerle mikro oturumlar, güvenli bildirim hatlarının görünür kılınması…
Öte yandan medya içeriklerine ilişkin eleştiri ve şikayetlerin dinlenmesi, bireysel ve toplumsal düzeyde medya ve sağlık okuryazarlığı düzeyimizin etkin eğitim çabalarıyla daha ileri seviyelere ulaştırılması...
Böylece bireysel ve toplumsal direncimizin artması...
TEŞEKKÜRLER
Daha güzel yarınların inşasına katkı sağlayan; başta Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere, eğitim programından sorumlu Başkomiser Duygu Karaaslan’a samimi katkı ve önderliği için; emniyet görevlileri Ömer Can ve Ali Sergen Alper’e yakın ilgi ve destekleri için; Doç. Dr. Şafak Şahiner’e de Bilim Kurulu üyesi olarak aracılığı ve katkıları için içtenlikle teşekkür ederim.
Bu çabanın içinde benim de küçücük bir katkım varsa, ne mutlu.
Biliyorum ki güvenli toplum, doğru bilgi ve güçlü bağlarla inşa edilir; aynı cümleyi kurup aynı hedefe yürüdüğümüzde yol kısalır.
MOTTOM
“Bilimle yol aç, eğitimle el ver, rehberlikle iz bırak ve her adımda bireye ve topluma değer kat…”
Dünkü buluşmada yaptığımız tam olarak buydu: Bilimle yolu görünür kıldık, eğitimle eli uzattık, rehberlikle iz bıraktık.
Şimdi bu izi sahada çoğaltma zamanı.
Kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
Prof. Dr. Erkan Yüksel
Not: Sunum tekniklerine ilişkin çalışmalarım:
- Daha iyi bir akademik sunum nasıl olmalı? (ResearchGate makale) – https://www.researchgate.net/publication/329921358_DAHA_IYI_BIR_AKADEMIK_SUNUM_NASIL_OLMALI
- İyi bir akademik sunum nasıl olmalı? (YouTube video) – https://www.youtube.com/watch?v=cvOr3OoE18c
- Etkili akademik sunum teknikleri (Açık ders) – https://acik.anadolu.edu.tr/MaterialDetail?materialCode=10930&sourceId=1
***